Özgür Adem Işıklı

2016 Okuma Notları

16 December 2016

İlk defa böyle bir yazı hazırlıyorum. Bu ihtiyacı hissettim çünkü her şeyden evvel çok az okuduğumu farkettim. Okumalarımı sıklaştırdıktan sonra da, yıllar sonra dönüp baktığımda neler okumuşum ve ne hissetmişim görmenin bana mutluluk vereceğine karar verdim. Gelecekte bir parça mutlu olabilmek ve kendime anı biriktirebilmek adına, 2016 yılında okuduğum kitapları not alıyorum.

Eşeğin Fikri (Ferhan Şensoy)

Ferhan Şensoy'un tarzını sevenler için güzel bir kitap ve kendi konuşma tarzı ile okunduğunda epey eğlenceli oluyor. Bizzat kendisi tarafından imzalı olduğu için de ayrı bir mutluluk sebebi benim için. Ayrıca bu okuma serüvenini fitilleyen kitabın arkasındaki aşağıdaki cümledir;

Hiç kitap okumayan birinin, hayatının sonunda kitap sayfası olan ağaçtan ne farkı var, kımıldayan canlı olarak?

Girişimcilik Rüyası (Çetin Karakaya)

Yıllarca bir çok girişimde bulunmuş ve kendisini de şahsen tanıdığım Çetin Karakaya, kendi girişimcilik serüvenlerini, daha doğrusu başarısızlık hikayeleri anlatılıyor. Girişimciliğin pohpohlandığı zamanlarda, taşı gediğine koyan güzel bir kitap.

Yalnızlık Paylaşılmaz (Özdemir Asaf)

Tüm hayatım boyunca okuduğum ikinci (birincisi Cemal Süreyya'ya ait) şiir kitabı. Ufak bir kitap olmasından ötürü kısa zamanda bitirdim. Genel olarak oldukça beğenmeme karşın özel olarak Kaldı, Harcamalar, Cağaloğlu Yokuşu ve Yalnız'ın Durumları isimli şiirleri not aldım ve tekrar tekrar okunacaklar listeme dahil ettim.

Bir Aşka Vuran Güneş (Oktay Rifat)

Yine YKY tarafından basılan bir şiir kitabıydı. Kesinlikle daha önce okuduğum şiir kitapları kadar beni etkilemediğini itiraf etmem gerekir. Ancak beğendiğim şiirlere örnek olarak Mayıs Girer, Elçiler ve Bulanık Bir Suda şiirlerini söyleyebilirim.

Gen Bencildir (Richard Dawkins)

"Nasıl var olduk?" sorusuna cevap niteliğinde yazılmış muhteşem bir kitap. Zaman zaman okumak yorucu ve üzerine düşünmeyi, anlamak için çaba sarfetmeyi gerektirse de genellikle akıcı bir dile sahip. Özellikle Nesillerin Savaşı ve Cinsiyetlerin Savaşı bölümleri oldukça etkileyici.

Yalıda Sabah (Haldun Taner)

Okuduğum ilk öykü kitabı olduğunu söylesem yalan olmaz sanırım. Ferhan Şensoy'un bahsetmesi üzerine merak ederek edindiğim bir Haldun Taner kitabı. Rivayete göre her gün hiç bir şey yazmazsa, hiç bir işe yaramaza ya da hiç beğenmese dahi Haldun Taner'in 20 sayfalık yazma pratiği sonucu ortaya çıkmış bir öykü kitabı. Zaman zaman bizi anlatan, eski İstanbul'u yaşamayan bizlere ufak görüntüler aktaran bir roman. Kitap içerisindeki favori öyküm "Yalıda Sabah" olmakla birlikte, "Yaprak Ne Canlı Ne Yeşil" adlı öyküyü de yılda bir defa okumayı kendime tavsiye ediyorum.

Sancho'nun Sabah Yürüyüşü (Haldun Taner)

Yalıda Sabah'dan sonra Haldun Taner Öyküsü'ne vuruldum sanırım. Kitapçıya girdiğimde elimin ilk gittiği yer Haldun Taner'in öyküleri oluyor. Bu kitabında da yine harika bir uslüp ve akıcılık ile öykülerini anlatıyor Taner. Kitaba adını veren Sancho'nun Sabah Yürüyüşü, Salt İnsana Yöneliş ve Ases en beğendiklerim. Aşağıdaki cümleleri de kitaptan alıntılıyorum;

Dünyanın en nankör yaratığı insanla en sadık yaratığı köpek arasındaki, dünya tarihi kadar eski bu çözülmez sıkı fıkılık, aslında köpeğin insana değil, insanın köpeğe muhtaç oluşundan geliyor.

Sancho'nun Sabah Yürüyüşü

"Dün erkendi, yarın geçtir, demiştin Reis. Görüyorsun ki bu memlekette bugün de yarın da henüz çok erkendir."

Salt İnsana Yöneliş

"1927'de doğdu, 1955'de evlendi."

Salt İnsana Yöneliş

Gençliğini boşuna tüketip yaşlılığında bunu telafiye kalkan erkeğin acınacak gayretkeşliği gibi. Ne yapacaksanız, birinci yarıda yapın çocuklar.

Ases

Eski Sokak (Behçet Necatigil)

Bir şiir delisi olduğumu söyleyebilirim lakin bu kitabı biraz zor bitirdim. Araya Haldun Taner'in girmesi de buna sebep olmuş olabilir. Yine de Mavi Işık, Sevgilerde, Çocuklar, Kitaplarda Ölmek ve Arada isimli şiirleri not etmek gerek.

Savaş Sanatı (Sun Tzu)

Geç farketmiş olduğum bir başka önemli eser. Yüzyıllar öncesinden gelen bir savaş taktikleri kitabı olarak gözükmesine karşın, bir solukta okunabilen, savaştan daha ziyade akıl ve bilim kitabı adlandırılabilir. Tarihte yaşanılmış onca birikim ve tecrübeye rağmen apartman yönetir gibi ülke yönetenlerin ya da siyasi parti yöneticilerinin alıp tekrar tekrar okuması gereken bir kitap.

Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey (Ha-Joon Chang)

Güney Koreli ekonomist Ha-Joon Chang tarafından yazılan, bildiğimiz ekonomistlerden çok fazla duyamayacağımız şeylerin söylendiği ilginç bir kitap. Serbest piyasa ekonomisini yerden yere vurduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu bir ekonomi kitabı olmaktan ziyade, popüler bilim kitabı olarak adlandırılabilir. Kitabın hemen hemen tamamında somut veriler ve karşılaştırmalara çıkarılan sonuçlar sizi şaşırtabilir. Özellikle "Daha fazla eğitim bir ülkeyi daha da zenginleştirmez" gibi konu başlıklarını düşündüğümüzde, herkesin söylediklerinden farklı şeyler söylendiğini kestirebilirsiniz. Uzun zamandır bu kadar farklı düşünceler içeren bir kitap okumamıştım. Kesinlikle tavsiye ediyorum.

Hükümdar (Niccolo Machiavelli)

Rönesanstan günümüze kalan bu harika eserde Machiavelli nasıl bir hükümdar olunması gerektiğini anlatıyor. Ancak kitabı günümüz şartlarında değerlendirdiğiniz zaman Machiavelli'ye zalim yakıştırması yapmanız olası. Lakin Machiavelli'nin yaşadığı dönemin İtalya'sını düşündüğümüzde, İtalya için ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz. Oldukça sade ve akılcı çıkarımlarıyla sadece İtalya'nın değil, tüm Avrupa'nın tarihine yön verdiğini söylememiz gerekir. Şahsen okumaktan oldukça keyif aldım ve günümüzdeki bazı hükümdarların taktiklerini de farketmemi sağladı.

Newton Neden Türk Değildi? (A.M. Celâl Şengör)

Şüphesiz 2016 yılı Celâl Şengör'ü tam manasıyla tanıdığım yıl olması açısından önemliydi. Bu kitabında, Şengör'ün daha önceden bildiğim fikirlerinin bazılarının yazıya dökülmüş halini buldum. Kısa yazılar halinde olan bu kitapta bir konu bütünlüğünden daha ziyade, ayrı ayrı başlıklar üzerinde vurgulanan bilimin önemini bulmaktasınız. Özellikle "Acaba'lı ve Acaba'sız Toplumlar", "Sağ ve Sol Söylemi Karşısında Doğa Bilimcinin Şaşkınlığı", "Bilimi Bilim Olmayandan Nasıl Ayırırız?" ve "Doğa Bilimi, Demokrasinin Sınırları ve Lâiklik İlkesi" başlıklı yazıları harika. Celâl Şengör'ün başka kitaplarını da okumak istiyorum.

Sakıncalı Piyade (Uğur Mumcu)

Hayatım boyunca okuduğum ilk tiyatro eseri olması nedeniyle benim için farklı bir deneyimdi. Ayrıca Uğur Mumcu'dan okuduğum ilk eserdi. Ancak tiyatro oyunu olmasından ötürü eserin aslını da okuma listeme dahil ettim. Ayrıca oyunda Rutkay Aziz'in de parmağı var. Kitapta bilgi verilmemesine rağmen tiyatro senaryosu haline getirilmesi işlevi kuvvetle muhtemel Rutkay Aziz tarafından gerçekleştirilmiş. Bugün dahi güncelliğini koruyan, günümüz siyasetini özetleyen harika bir çalışma.

İsmet İnönü - Hatıralar (İsmet İnönü)

Sosyal medyada dolaşan bir yalan haber vesilesiyle haberdar olduğum bu kitaptan oldukça yeni şey öğrendim. Elbette bu bir hatırat olduğu için tarihteki olaylara tek bir kişinin gözünden bakıyor olduğu su götürmez bir gerçek. Buna rağmen yine aynı sebepten ötürü oldukça yararlı bir savunma. Özellikle İstiklal Savaşı ve Lozan Konferansı bölümleri beni derinden etkiledi.

Fırtat (İsmail Saymaz)

Şüphesiz 2016 yılı bana iki değerli gazeteci kazandırması açısından oldukça önemli bir yıldı: Ünsanl Ünlü ve İsmail Saymaz. Özellikle İsmail Saymaz'ın araştırmacı kişiliği, anlattığı olaylardaki hukuk araşıyışı bir çok kişiyi derinden etkilemiştir. Tam da bunlar yaşanırken okuduğum bu kitap, İsmail Saymaz'ı hem daha yakından tanımama, hem de yaşadığımız hayatın değersizliğini anlamama sebep oldu. 2016 bir sene içinde en çok kitap okuduğum yıl olarak kayıtlara geçti ve bu yılın en güzel kitabı şüphesiz Fıtrat'tı. Her evde mutlaka bulunması gereken, iş hayatına başlamadan evvel her insanın okuması elzem olan, gözlerinizi dolduracak acı hikaye ve derslerle dolu koca bir ansiklopedi.

Dans Edemeyeceksem Bu Benim Devrimim Değildir (Emma Goldman)

Emma Goldman'ın derleme yazılarından oluşan bu kitap, özellikle evlilik üzerinde harika tespitlerde bulunarak, yakşalık bir asır öncesinden günümüze ışık tutuyor. Türkiye'de ki tüm erkek ve kadınların okuması gereken, dolu dolu bir fikir kütüphanesi.

Al Sana Bahar (Hüsnü Mahalli)

Hüsnü Mahalli adını ilk kez tutuklandığında duydum. Hakkında biraz araştırma yaptığımızda özellikle Arap Baharı ve Suriye konusuna oldukça bilgi sahibi bir uzman olduğuna karar verdiğim için bu kitabını okumaya başladım. Hiç bir fikre sabit kalmayı doğru bulmadığımdan, söylediği her şeyi kabul etmek adeti edinmedim. Ancak yazdıklarının çok büyük bir bölümü yabana atılmayacak bilgilerden oluşuyor.